Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içindeki gerilim, yaklaşan kurultay süreciyle birlikte tavan yaptı. Parti içindeki kliklerin karşılıklı hamleleri, genel başkanlık mücadelesini daha da karmaşık bir hale getirirken, 15 Eylül’de yapılacak kurultayın akıbetiyle ilgili spekülasyonlar siyaset kulislerini hareketlendirdi. Özellikle, CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptaliyle başlayan hukuki süreçler, parti içindeki çekişmenin yeni bir boyuta taşındığının sinyallerini veriyor.
Hukuki Süreçler: Mahkeme Koridorlarına Taşınan Siyaset
CHP içindeki krizin en belirgin yansımalarından biri, kongre kararlarına karşı açılan davalar. Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden istediği belgeler, hukuki sürecin sadece İstanbul’la sınırlı kalmayıp, parti genelindeki kurultay süreçlerini de etkileyebileceğini gösteriyor.
Ankara’daki mahkemenin, İstanbul İl Kongresi’ni iptal eden kararı ve usulsüzlük iddialarıyla ilgili açılan ceza davalarının dosyalarını talep etmesi, 15 Eylül’deki kurultayın geleceği hakkında soru işaretleri doğuruyor. Parti içi muhalefet, bu tür hukuki süreçlerin kurultayı iptal ettirme amacı taşıdığını savunurken, yönetim kanadı ise bu iddiaları reddediyor.
”Ekim Partisi” Senaryoları ve İmamoğlu’nun Siyasi Geleceği
Parti içi gerilimi daha da artıran bir diğer konu ise, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi geleceğiyle ilgili kulislerde konuşulanlar. “Ekim Partisi” iddiaları, bu spekülasyonların en dikkat çekici olanı.
CHP’deki mevcut yapıdan rahatsız olan ve değişim talebini yüksek sesle dile getiren bazı çevreler, İmamoğlu’nun liderliğinde yeni bir siyasi oluşumun kurulabileceği yönünde senaryolar üretiyor. “Ekim Partisi” adı altında anılan bu iddia, İmamoğlu’nun hem CHP’nin içinden hem de yeni bir partiden siyasi yoluna devam edebileceği yönündeki tartışmaları alevlendiriyor.
Ancak bu iddialar henüz somut bir adıma dönüşmüş değil. İmamoğlu ve ekibi bu iddialar hakkında resmi bir açıklama yapmadı.
Gelecek Senaryoları: Kurultay İptal Edilecek mi?
CHP’deki krizin gidişatını belirleyecek en kritik tarih, 15 Eylül’deki kurultay. Hukuki süreçlerin bu kurultayı etkileyip etkilemeyeceği, parti içindeki tüm kesimlerin merakla beklediği bir konu. Eğer mahkeme, kongreyle ilgili bir “yürütmeyi durdurma” kararı verirse, bu durum partideki krizi daha da derinleştirebilir.
Öte yandan, eğer kurultay planlandığı gibi gerçekleşirse, bu da partideki liderlik mücadelesinin seyrini değiştirecek. Partinin geleceği, liderlik koltuğuna kimin oturacağına ve parti içi farklı görüşlerin nasıl bir araya geleceğine bağlı olacak. Bu süreç, CHP’nin önümüzdeki yerel ve genel seçimlere nasıl hazırlanacağını da doğrudan etkileyecek.
Deniz Doğan’ın kaleminden ‘CHP’de Kongre Fırtınası: Derinleşen Kriz ve “Ekim Partisi” İddiaları
