8 yaşındaki Hümeyra Özmen, geçirdiği trafik kazası sonucu bu dünyadan koptu, geriye ise tarifsiz bir acıyla baş başa kalan bir aile bıraktı. Kaza, Hümeyra’yı hayattan koparırken, kazaya sebep olan 20 yaşındaki sürücü, genç yaşında yaptığı hatanın bedelini belki de yıllarca hapiste kalarak ödeyecek. Ancak bu bedel, Hümeyra’nın ailesinin acısını hafifletmeye yetmeyecek.
Bir gazeteci olarak, bu olayı ilk yaşandığı andan itibaren sürekli gündemde tutmaya çalıştım. Sürücüye başlangıçta ev hapsi verilmesi, aile için adaletin tecelli etmediği hissini yaratmıştı. İşte tam da bu noktada, kamuoyu baskısı oluşturarak konunun takipçisi oldum. Amacım, adaletin yerini bulmasıydı. Hümeyra’nın ailesi, gözyaşları içinde çocukları için yılmadan mücadele etti. Avukatları Serkan Özkan, yalnızca bir hukukçu olarak değil, bir insan olarak bu davaya gönül verdi. Yoğun çabalarımızın sonucunda, Torbalı’daki mahkeme salonlarından beklenen karar çıktı: tutuklama. Sürücünün soruşturma ve mahkeme süresince tutuklu kalması, acılı ailenin yüreğine bir nebze olsun su serpti. En azından adalet arayışlarında bir adım atıldığı hissiyle biraz olsun nefes alabildiler.
Bu yıl 2. sınıfa başlayacaktı Hümeyra, arkadaşları gibi okul sıralarını dolduracaktı. Annesi Yasemin Hanım, “Deniz Hanım, bizi mahkeme süresince de yalnız bırakmayın” diyerek yardım istemesi iste Bu çağrıya, mesleki sorumluluğumun yanı sıra vicdanımın sesiyle de cevap vermek zorunda olduğumu hissettim. Hümeyra’nın abisi Bünyamin’in sesindeki hıçkırıklar, yaşanan acının derinliğini ortaya koyuyordu. “Abla, odasındaki boş yatağa dayanamıyorum,” diyen genç adam, “50 yıl yazsa ne olur, kardeşimi geri getirecek mi?” diyerek adalet arayışının bile bu büyük kaybı telafi edemeyeceğini dile getiriyordu.
Bu acı, sadece Özmen ailesine ait değil. Dikkatsizlik veya tecrübesizlik sonucu meydana gelen trafik kazaları, yüzlerce, binlerce ailenin gözyaşına neden oluyor. Yetkililerin daha sıkı denetim yapması ve trafik eğitimlerinin yaygınlaştırılması gerekiyor. Hümeyra’nın kaza geçirdiği noktanın durumunu gören herkesin, bu bilincin ne kadar önemli olduğunu anlayacağı aşikar.
Bu acı süreçte, kimliği belirsiz bazı kişilerin acılı aileyi incitici sözlerle hedef alması, vicdanları yaralayan bir durum. Herkesin empati kurması ve adalete güvenmesi gerekiyor. Çünkü unutulmamalıdır ki, trafik terörü, masum canları almaya devam ediyor.