DNZ haber: CHP İstanbul İl Başkanlığı’ndaki “kongre iptali” davası, siyaset koridorlarında yankı uyandıran kararlarla bir kez daha gündeme geldi.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava, sadece bir erteleme kararıyla değil, aynı zamanda mevcut yönetim üzerindeki kayyum atamasının devam etmesiyle de tansiyonu yükseltti. Mahkeme, dosyayı 21 Kasım 2025 tarihine erteleyerek, CHP’nin İstanbul’daki il yönetimi üzerindeki belirsizliği daha da uzattı.
Bu erteleme kararıyla birlikte, İl Başkanı Özgür Çelik ve yönetimini görevden uzaklaştıran önceki kararın ardından kayyum olarak atanan Gürsel Tekin’in görevinin devam etmesine hükmedildi. CHP’nin bu karara yönelik yaptığı itirazın istinaf sürecinin beklenmesi kararı, partinin hukuki mücadelesini yeni bir boyuta taşıyor.
Parti İçi Dinamikler ve Gelecek Senaryoları
Bu dava, CHP’nin İstanbul’daki iç dinamiklerini ve parti içi dengeleri derinden etkileyecek bir potansiyele sahip. Kayyum atamasının devam etmesi, mevcut il yönetiminin yetkilerini kısıtlarken, parti tabanında da çeşitli yorumlara yol açıyor. Bazı parti üyeleri, bu kararın parti içi demokrasiye gölge düşürdüğünü savunurken, bazıları ise sürecin hukuki çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Hukuki Süreç ve İstinafın Önemi
CHP’nin bu karara yönelik yaptığı itirazın istinaf süreci, davanın kaderini belirleyecek önemli bir aşama olacak. İstinaf mahkemesinin vereceği karar, kayyum atamasının hukuka uygunluğunu yeniden değerlendirecek ve parti yönetiminin geleceği üzerinde kritik bir rol oynayacak. Eğer istinaf mahkemesi, kayyum kararını onaylarsa, CHP’nin İstanbul’daki il başkanlığı uzun bir süre daha belirsizlikle boğuşmak zorunda kalabilir.
Bu dava, sadece CHP’nin İstanbul il başkanlığını değil, aynı zamanda Türk siyasetinin genel seyrini de etkileyecek potansiyele sahip. Parti içi demokrasi, hukukun üstünlüğü ve siyasi partilerin özerkliği konularında önemli tartışmaları beraberinde getirecek gibi görünüyor.
